11 Ekim 2012 Perşembe

Kodak İflası ve Şövalyenin İntikamı



Kodak İflası ve Şövalyenin İntikamı

  Her şeyi belki  o ilk bilge adamla başlatabiliriz. İlk onun mağarasında tanışıklık bağladı “imgelerle”. O imgeler daha sonra onları hapsetme hayalini körükler oldu git gide. Sonra bu düş zaman içinde tüm dünyada  dolaştı durdur. Pusulası bozuk bir mevhum olarak uzak doğudan, acem diyarına  oradan, emevi diyarlarına. Zaman geçti onun yolculuğu bitmek bilmedi. Camera obscuralara girdi Lanterna magicalardan çıktı.
              

  1724 de Johann Heinrich Schulze’nin ayağına takıldı gümüş nitrat olarak. O fark edince ışığa duyarlılığını orada başladı bu zamanı donduran neslenin büyüsü ama daha zamanı vardı doğmaya. 1822 de zaman imgeye boyun eğmişti Joseph Nicéphore Niépce sayesinde. 1839 un 7 ocağında onun velayetini babası kabul ettiği Louis-Jacques-Mandé Daguerre ‘den aldıFransız bilimler akademisi. Artık o doğayı kopyalamanın en doğru aracıydı. Bilimin yeni parlak zırhlı ışığı yakalayan şövalyesiydi fotoğraf.  İdealistti, moderndi ve her şeyden öte demokrattı fotoğraf. Artık herkesin kendi suretine sahip olabileceğinin kanıtıydı. 19 yüzyılda doğmuş olsa bile 20 yüzyılın ta kendisiydi fotoğraf. Güçlü, demokrat, eşitlikçi, unutmayan, saklayan, haberdar edendi. Bilimdi, ustalıktı saygın ve elitti. Ama daha doğumunda kısa bir sonra sırtına ilk hançeri yedi 1900’de.

                 O na “ihanet” eden KODAK’ tı “siz düğmeye basın gerisini biz hallederiz” diyerek onu popüler kültürün basit bir tüketim aracına çeviren ilk adımı attılar. Zaman değişti teknikler gelişti. O mümkün mertebe idealizmini korumaya çalıştı. Bilimdi çünkü o, ustalıktı, sanattı çaba ve emekti… Fakat tüketimin obur ejderhası onu da yuttu. Bu ejderhanın adı sayısal (digital) teknoloji idi . 19. Yüzyılda doğan bu parlak zırhlı ışığa söz geçiren şövalye bu ejderha yüzünden artık her isteyenin elinde bir oyuncağa dönüşmüştü. Artık o 20. yüzyılın ta kendisi olan şövalye değil, popüler kültürün imaj fahişesiydi.

                Şimdi Kodak iflas etti… O’nu bu basit, kolay, bayağı yola düşüren Kodak… O şövalyenin ruhu ondan asil bir şekilde intikamını alıyor. Belki bu yoldan çıkmanın en zor ama başarılı yolu Alfred Stieglitz’in 1913 de gösterdiği yoldur. Yoksa bu zihniyetle üretip-tükettikçe   “Siz bayağılaştırmaya devam edin zaman gerisini halleder”.

Mehmet Çeliksan
Ocak 2012 İzmir



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder